9 Haziran 2021 Çarşamba

İŞARETLERLE YAŞAMI OKUMAK

Herkese merhaba,



Bugün sizlerle paylaşmak istediğim konu İşaretlerle Yaşamı Okumaya dair olacak.

Geçen makaleyi yazarken içimdeki ses beni sıklıkla işaret konusunu açmaya yönlendirmişti ancak daha evvel sevgili dostuma söz verdiğimden önceliği 'Benzersizlik' konusuna vermiştim.  

Şimdi sırası gelmişken işaretler benim için ne ifade ediyor açmak isterim.

Bildiğiniz üzere yaşam herkese göre farklı bir yol sunuyor. Kimisi geniş, kimisi dar; kimisi karanlık, kimisi aydınlatılmış, kimisi engebeli, kimisi dümdüz olan çeşit çeşit yollar.

Karanlıkta, dokunduğu yanıyla fili tanımlamaya çalışan o mesnevi hikâyesindekiler gibiyiz. Bu hikayede, ışık olmayan bir odada bulunan fili, el yordamı ile tanımaya, anlamaya çalışan insanlar anlatılmakta. Bu insanların tarifleri, filin dokundukları yerinden yola çıkarak yapıldığı için, birbirinden farklı olsa da, doğruluk içermektedir. Mesela filin ayağına dokunanın tarifi doğru fakat eksiktir; kulağa dokunanın tarifi de doğrudur ama o da fili tanımlamak konusunda yetersizdir. Bu kişiler fili kendi deneyimleri elverdiği ölçüde tanımlamaktadırlar. Onların sözlerinden, filin bütününü kendi deneyimlerinden ibaret sandıkları anlaşılmaktadır.  

İşte biz de tuttuğumuz yerinden bu yaşamı anlamlandırmaya yelteniyoruz.

Kimimiz dertlere, kimimiz şenliklere odaklanıyor, el yordamıyla o duyguyu bulup sarılıyor.

Kimimiz, o kendine özgü yolunda zayıf olduğu, kimimiz güçlü olduğu varsayımını işliyor.

Ama ihtilafsız herkes anne karnından itibaren ilk yedi yıla dek ne hissedip, algılıyorsa, neyi kodlayıp etiketliyorsa ve çevreden nasıl tepkiler görmüşse bilinçlenene dek onu yaşamında buluyor. 

Yıllar geçtikçe bu etiketlerin, yargıların hatırı sayılır orandaki payının, hiç de objektif olmayan beş duyunun eseri olduğunun ve duyguların etkisiyle yanlış örgülenmiş olduğunun idraki başlıyor. O kodlamaları da miras aldık, doğru sandık ve defaten yaralanıp berelendik.   Tekrar ededuran sıkıntılar, atalardan miras zihinsel ve genetik rahatsızlıklar, ilişki, sağlık, finans veya cesaret alanlarındaki yıpratıcı döngüler ve sınavlar belimizi büktüğünde uyanış için saatimizin de zırıl zırıl çaldığını fark ediyoruz.

İşte bu sorunların da aslında büyük birer işaret olduğu âşikâr oluyor ve ‘Derdim bana derman imiş’ sözündeki hakikat devreye giriyor.

Bilhassa sorunlar ayyuka çıkınca ‘Gerçek Ne’ diye soruyor, sorguluyoruz. 

'Bunca tantana bunun için mi yaşanıyor?'

'Kimim Ben'

'Amacım Ne?'

Bu keskin soruları sorduktan sonra bir de güvenle bekleyebilsek muhakkak cevapları da geliyor! İşitmesek, görmesek de içimize öyle bir doğuyor ki, cevaptan kesinlikle emin oluyoruz!

Bir bakıyoruz ki biz gerçeği öğrenmeye bir kez niyet edip de adım attığımız anda, o anki durumumuzu anlamlandıran ve kolaylaştıran bir spot ışığı tam da sorunu çözercesine o noktaya düşüyor, bizi o anlığına aydınlatıyor. Bunu, zihnimiz geçmişte ya da gelecekteyse, yani şimdiye konumlanamıyorsa kaçırıyor; aynı dertlerle boğuşup duruyoruz.

İşte bana göre bu spot ışıkları diyebileceğimiz şeyler birer işaret!

Son yirmi altı yıldır yaşamı bu eksende okumaya çalışıyorum. Evreni sevgiyle kucaklayan düşünce sistemleri mi dersiniz, Yaratıcının etkili şekilde kaleme aldığı Kutsal Kitaplar mı dersiniz, gönül mü dersiniz; hepsinin kendimce bir ucunu hissetmeye çalıştığım oldu, olmakta. Ancak çoğu kez tüm bu enfes öğretilerin kaynağındaki öz noktası olan An'da yaşamayı başaramadım. Zihnim, çocukluk kodlamalarının etkisiyle geçmişe; yani pişmanlıklara ya da geleceğe yani endişelere odaklanıp durdu yıllarca. Bu şekilde de yüzlerce hata yapmış oldum. Alttan yaşam dersleri aldım. 

Bazen de işaretleri iyi okudum; bu kez de yaşamın ödüllerini görmüş oldum.  

Ender yakaladığım netlik anlarında kafamın içinde yine kendi gönlüme dönüp de sorduğum sorulara o an hep doğru yanıt aldığımı fark ettim.

Bu yanıtlar kimi kez bir reklam panosuyla, kimi kez bir şarkı sözünden, kimi kez birinin tam o anda onaylayıcı yanıtıyla veya gizemli eşzamanlılıklarla geldi  Tuhaf ama hiç yanıltmadı beni. En sevindiğim anlar ise orda burada kalp şeklinde cisimler, izler, şekilli su damlacıkları gördüğüm hatta kalp şeklinde yaprak bulduğum o özel anlar! Gökyüzüne bakıp içtenlikle 'ben de seni seviyorum' diye haykırdığım anlar...  

Bu tip durumlara bir örnek vermem gerekirse; 1996 yılında büyük bir kitapçıda dolaşıyor ve beni benden iyi Bilen'e o an için hayatımı olumlu yönde değiştirecek bir kitap soruyordum. ‘Lütfen’ dedim, ‘bir işaret yolla’. Sonra istemsiz bir şekilde elimi, rafın bir iki santim açığından gezdirmeye başladım. Tam o anda bir tezgâhtar diğerine ‘evet’ diye seslendi. İçimde ani bir sevinç dalgası oluştu. ‘İşte bu’ dedim. Elimi o an üzerinde gezdirdiğim kitabı tutarken buldum ve hemen kalbime bastırdım. Adı: Hayatınızın Amacı idi. Dan Millman’ın doğum tarihine göre nümerolojik olarak yapılandırdığı o müthiş eseri…

Yirmi beş yıldır, onlarca kişide keskin tespitlerini görmüş olduğum bu kitabı youtube kanalımızda, video makalelerin haricindeki ayrı bir oynatma listesinde açıklamalı bir biçimde okumayı düşünüyorum. ( Eğer siz de isterseniz tabi.)

Görmek ve gelişmek isteyene işaretler her yerde var, bütünü ve sevgiyi yansıtan her cevap ana kaynaktan gelmiştir. Karanlıkta bırakmayan her yüce eserle filin bütününü görmek ve tatmin olmak kesinlikle mümkündür. 

Peki, işaretin işaret olduğunu nasıl anlarız?

Aldığınız cevap içinize siniyorsa ve gönlünüze nedensiz sevinç geliyorsa doğru yoldasınız demektir!

Benim geliyor; bilhassa bu kanalı açıp da sizinle tekrar iletişime geçtiğimden beri adeta çocuklar gibi şenim!

Ayrıca;

Hepimiz birbirimize ayna tutan birer işaretiz, söylediklerimiz, yaptıklarımız, hissettiklerimizle resim gibi, yazı gibi kainat kitabına an be an nakışlanıyoruz. İş ki saf sevgi gibi muazzam bir duygu sarsarak çıkarsın bizi zihnimizin tutuklu kaldığı o hapishaneden ve iş ki bu yaşamımız birliğin o içten mayasıyla yaşanmaya değer olsun. 

Özetlemem gerekirse; kitap kainatsa bizler de o kıymetli Hattat'ın elinden çıkma birer harfiz. Buraya neden geldik, en ustaca ne yapar işaretleri nasıl okur, hangi harflerle yakınlaşır, nasıl kelimelere dönüşür, hangi cümlelere vesile oluruz? Yani nasıl daha verimli oluruz? İşte bu sorular sorulmalı! Birlik ve Sevgi eksenli çevirilerdeki mukaddes metinler aranıp bulunmalı  ve konsantre formüllü, milyon tane işarete oralardan ışık tutulmalı.

Çünkü işaretler her yerde! Dan Millman ustanın kitabı bunu bulmamız için önemli kaynaklardan, işaret fişeklerinden sadece biri. Örneğin benim 'kitaba göre hayat yolu rakamım 28/10; yani yaratıcı enerjimi, sezgisel yeteneklerimle ‘başkalarının’ hizmetinde kullanma, otorite ve şefkatle yol göstermek için bu dünyadaymışım. 

Şu 'Hakiki Otorite'yi gerçek mânâda, geç de olsa fark etmemiş olsaydım, O bana şefkatle yol göstermemiş olsaydı; her şeyi bildiğini sanıp marifetmiş gibi yaşamda slalom yapanlardan olmaya devam edecektim. Hissediyorum ki içimdeki yol artık dışarıdakiyle örtüştü, raylar hizalandı, yaşam treni sevinçle kalktı ve sefer nihayet başladı.

Günümüz, ömrümüz bereketli, sevdamız bütün için kıymetli olsun!

Elif Dila Kömürgöz

09 Haziran 2021 - Çarşamba

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

MERHABA!

Bu mecradan sizlere ulaştığım için çok mutluyum.  Hayat akarken topladıklarımızı paylaşacağımız bir platformda yine birlikteyiz. Sizlerle fa...