Youtube Kanalımızın adı Nitelikli Hayat. Nitelik, kalite kavramının eş anlamlısı elbette, fakat buradaki mânâsı biraz daha farklı! Kavramları hep beraber doğru belirleyelim ki hakiki niyetimiz de daha en başından kesinleşmiş olsun. Kanalımızın takipçileri neyi neden diyoruz en başından bilsin.
Nitelik bence klasik anlamda zenginliğin çağrıştırdığı bir kavramı ifade etmiyor. Yani nice ‘zengin’ ve 'olanak sahibi' insan biliyorum ki dışarıya yansıttığı şey gerçek anlamda yoksunluk.
Bununla ne mi demek istiyorum?
Bizler aslında kuantum anlamda saf
sevgi içeren bir enerji ile yaratıldık. Kendimiz fark etsek de etmesek
de dışarıdakiler diye varsaydığımız, tırnak içinde ‘diğerleri’
dediğimiz ama aslında göbekten birbirimize bağlı olduğumuz herkes bizim
yansıttığımız iç durumumuzu bir şekilde hisseder.
Biz, çocukluk arka fonumuzu anlayıp şifalandırabilmiş
değilsek, bu kör noktaları kendimiz göremeyiz. Cüzdanımız kabarık diye
saygınlık bekler, adımlarımızı kibirle atar, sağa sola bencilce emirler
yağdırır, insanlardan bir kuru teşekkürü bile esirger ve asıl fukaralığımızı
maskeleriz. Gerçek korkumuz içimizin dışarı yansıyacak olmasıdır. Çocukken
göreceli duyularla yanlış kodlanan zihin, zamanla itibarlı sayılmak için
saraylar, köşler yaptıracak, markalarla adam olmuş sandıracak, emir verme
potansiyeliyle güce ve gücüne tapacak ve taptıracak bir tuhaf noktaya taşır bizi.
Oysa zenginlik ve nitelikli yaşamak ne parada, ne itibarda ne de güçtedir.
Gerçek zenginlik yastığa başını huzurla koymakla
ilgili bir şeydir.
Çok basittir çok yalındır, çok dingin ve samimi bir
şeydir!
Hakiki itibar sahibi Hazreti Süleyman gibi bir sarayda
da otursa, bir barakada ya da Diyojen gibi bir fıçının içinde de yaşasa, dışarıya içindeki zenginliği ve herkese duyduğu saygıyı gösterendir.
Sen, o enerji alanına ve genlerinle taşıyacağın soyunun
enerji alanına, korkuya dayalı bir itibar ve güç etkisi yollarsan bunun
sırıtacağını ve bumerang etkisiyle sana er veya
geç iade edileceğini hiçbir zaman unutmamalısın.
Bilindiği üzere 'Bumerang' özellikle Avustralya yerlileri, eski Mısırlılar, Avrupalılar ve Hindistan’ın bazı yörelerindeki kabileler tarafından silah olarak kullanılan yassı bir kesite sahip eğri bir sopadır. Bazıları düz olarak ilerlerken, bazıları ise havada bir dairevi yörünge çizerek tekrar geri gelirler.
Yani zihnimiz ne kadar ehil ve duruysa biz o kadar zenginiz. Şimdide kalıp yeni adımı ne kadar saf sevgi enerjisiyle adımlayabiliyorsak biz o kadar itibarlıyız. Hayatın ritmine ne kadar uyum sağlıyorsak o oranda dansa eşlik ediyoruzdur. Maneviyatı ve madde dünyayı ne derecek dengede tutabiliyorsak o oranda deneyim zirveleri ve hayal bile edemeyeceğimiz zenginlik kapıları her iki düzlemde de açılıyor demektir.
Biz kim olduğumuzu sorgulamaya ve amacımıza uygun yaşamaya başladığımızda, hangi işte çalışıyorsak çalışalım erdem üzere olur, kendimize ters düşmeden, dengeyle başarıları deneyimlemeye açık oluruz…
Başarı nedir?
Hem kendimizi hem çevremizi, hem sistemi okuyup
eylemimizi, sorumluluğumuzu veya o anki mevcut işimizi doğru ve severek
yaparken aldığımız anlık hazlardır.
Hele de o anlar kimseyi kırmamaya, nezakete, letafete, tebessüme ve tevazuya kapı açıyorsa o vakit tadına doyum olmaz.
Sözün özü, milyonlarca hatalar işledik belki, kibirle
ana yoldan çıktık, uzaklaştık belki, reklamlarda ortaya konan zenginlik
tanımını, itibar ve güç tanımını gerçek sandık belki ama artık kendimizi
silkeleme vakti geldi.
Huzurla uyuduğun, sevinçle uyandığın, anda kalıp
zihninin geçmiş zehirli otlarını temizlediğin bir yaşam için kendinden, özünden
ve muhataplarından özürlerini dileyip tekrar formatlan…
İçindeki Öz çok zengin, ona kapıl
İçindeki Öz çok saygın, onu takip et!
‘İnsanlar kıyafetiyle karşılanır, ilmiyle ağırlanır, ahlakıyla uğurlanır’ demiş hazreti Mevlana. Ye kürküm ye dönemi bitiyor, uyanışların peş peşe olacağı şafak vaktine erişildi. Gerçek zenginlik ve itibar için dışarıya yaydığın frekansı özününkine ayarlamazsan defolu ve uyumsuz bir elbisenin içinde olduğunu her geçen gün daha çok kişi anlayacak.
Üstelik o ayrık otları zihnindeyken dünyanın sahibi
olsan da inan ki dünyanı kendine dar edeceksin.
Meraklan, farklı olandan korkma, seni senden iyi
bilene kapıl artık.
Septik ol! İçine sor, bilgeleş!
Fark et! Gönlünle ak derinleş!
Hareketi hisset! Yaşamın ritmine uy ve dans et onunla!
Senin için zenginse, dengen yerindeyse, kırgınlığın,
öfken dinmişse, bir ve bütünün lezzetini damağın hissetmişse, içinde görünmez
bir sade saray vardır. Oradan çıkma herkesi orada ağırla! Gerçek saygınlık
bununladır!
Kendinle beraber tüm yaradılanı seviyorsan, gerçekten
kâinatın kendisini kucaklamışsındır. Her şeyin içindeki bilgeliği kavramaya
adım atmışsındır.
Frekansını Yaratıcı ile aynı istasyona çevirmişsindir.
Hüzün ağırlamaz çehreni,
Aşk sızar hücrelerinden,
Nitelik kazanır hayatın
Uyanırsın geçmişin ve geleceğin kaybolmuşluğundan.
Hizalanırsın An’la
Şükrün dolanır semada.
Günümüz, ömrümüz bereketli, sevdamız bütün için kıymetli olsun!
Elif Dila Kömürgöz
12 Haziran 2021 - Cumartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.