27 Eylül 2022 Salı

DUYGU GÜNCESİ : YUMUŞAKLIK



 



Yumuşaklık


Kalbi yumuşak insanlar

Saf görünürler dışardan

Aptal mânâsında algılanan

Oysa o saflıkla korunurlar gayb tarafından

Kalelerdeki ‘akıllılar’ ne anlar ki bundan…

 

En ufak bir söylentiyle, etkilenen sert mizaçlılar

Eğilemediklerinden kırım kırım kırılırlar çektikleri sert enerjilerden

Madem sen güzel koruyorsun aklınla kendini

Buyur al önlemini der her şeyin Tek Sahibi

 

Yumuşaklık verir çehreye

Teslimiyet duygusu

Zira nereden gelirse gelsin sorun

Su, kaldırır ruhumuzu


Elif Dila Kömürgöz

27/09/2022

23 Eylül 2022 Cuma

DUYGU GÜNCESİ - SİTEM

  

DUYGU GÜNCESİ

SİTEM



Bazı günler ne yapsanız boştur ya, bir hüzün dalgası dolaşır sisteminizde. Biri, bir şeyler tetiklemiştir kaynağı; yani yine bizde olan olumsuz mini bataklığın akışını. Karanlık yönü vardır ya her birimizin. Biri veya bir şeyler ayna olur hortlatırlar ya o kaynağı. Minik de olsa sizden olan o olumsuz bataklığı; işte öyle bir şey…

Bu günce asıl kendimin o yanına sitem olsun diyorum.

Neden mi? O bataklığı kabul edip kurutamadığımdan belki. Tertemiz olmak marifet gibidir ya. Hep çabamız tertemiz yaşayıp tertemiz gitmeyedir ya. Oysa dengeni bir şeyler bozuyorsa kendine ve dışarıdaki tırnak içindeki yansımana sövmek falan istersin. Kusursuzluk Yaratıcının kendisine ait! Belki diyor ki “Bırak minik bataklığını fark et, hatta kabul et; ondan sonra yüzleş o kendi kendine kuruyacak. O bile fark edilmek istiyor sanki…

Yani fark edilmek istemek nasıl dikkate şâyân, değil mi? Var olmanın, ‘illa ben buradayım, ilgi verin bana’ adlı versiyonuna sitemlerimi sunuyorum.

Kusursa kusur. Seni kabul ediyorum ey kusur. Sen de oradasın. Sobeee görüyorum seni.


Biliyorsun, oysa bilmek yetmiyor. Yaşama geçirmek gerek bilgiyi. O hâle bilgelik diyorlar işte. Gerisi kuru laf oluyor. Bazen kendimi sanki eşeğin taşıdığı gibi yükleri sırtlanmış, yorulmuş bulmam bundan mı? Hâl edemediğimden. Belki öyledir.

 

Oh be kusur seviyorum seni. Mükemmel olma çabası gülünç geliyor zaten. O daha yorucu…

Şimdi fark ettik kusurları. Örneğin; kibirli veya ukala buldum birini. Hâl ettim ki minik de olsa bende de var.

Veya yalancı buldum birini. Düşündüm ki ben de kendime yalan söylüyorum kimi kez.

Ön planda olmak isteyen yanımı yadsıdım, otoriteyi kınadım kimi kez. Oysa o kusur da hep oradaydı. Ona da sobe.

Işığı arayanların karanlık yönü bütünümüzü sevmeden görünür olmuyor.

Bu sitem de sevgimden doğuyor.

Haydi elma dersem çık armut dersem çıkma karanlık yönlerim. Oyunlarla temizlenelim.

Elmaa, elmaa!

22 Eylül 2022 Perşembe

DUYGU GÜNCESİ : AYNA

 


DUYGU GÜNCESİ : 

 AYNA

Merhaba canlar, 

Uzuuuun bir aradan sonra yeniden klavye başındayım ve günün duası bugün şöyle akıverdi:

 

İyilik ömrümüzün incisi ola

Dürüstlük en ana gayemiz ola

Günün geri kalanı, ömrün geri kalanı verimli ola

Dostlarla güle oynaya

Dantel dantel oya oya bir yaşama sevdamız ola

Hepimiz birbirimize aynayız. Bir düşünün ki kime ne söylediysek bizde olmasa görüp söyleyemezdik. Olumlu ya da olumsuz geri bildirimleri bir de bu kulakla dinlersek bu oyunvari yaşam dershanesinde sınavlardan geçeriz.

Belki o kınadığımız haslet bizde eser miktarda vardır. Biz onu yok sanıyoruz, dolayısıyla ahlaki bir ahkâm kesme hakkını görüveriyoruz kendimizde. Oysa bir fark etsek ki  “Miniminnacık olumsuz davranış ya da değer kalıbı bile bizde olmasın.” diye bir vakit niyette bulunmasaydık o senaryo karşımıza çıkar mıydı?


Hadi basitleştirmeye çalışarak şöyle bir örnek verelim: Belki her seferinde yalancılarla sorunumuz olup duruyor. “Eee, aynaysak biz de mi yalancıyız yani?” diyorsunuz. Evet; biz belki başkasına değil ama kendimize öyle yalanlar söylüyoruz ki; söylemesi uygun düşerse şu kul hakkını aslında kendimize yapıyoruz. Kendimize sözler verip cayıyoruz, ya da aklımız karışıkken söylediğimiz şeyleri unutuyoruz. Aslında kelimeler öyle önemli ki hiç yok olmuyorlar. Biz onlardan sorumluyuz. Biz onlarla şekilleniyoruz. Dahası onlarla anı ve geleceği inşa ediyoruz. Şimdi kendimize karşı da yalan söylememeye çalışıp o değerleri uygulamaya soktuğumuzda artık sistem gözümüze sokarcasına yalan söyleyen insanları peşimize takmayacak. İçimizde bir kainat olduğunu ve tek başına da değerli olduğumuzu bir bilsek kendimizin hakkını bunca yer miydik? Kendimizi bunca üzer miydik?

Bu çeşit ‘Mecazi Aynalar’ kıymetlidir. Onlar bize aslında bizi, bizim kör noktalarımızı gösterirler. Öyle veya böyle yaşamlarına şahitlik ettiğimiz insanlar ve canlılar bizdeki şeyleri görünür kılan mücevher kıvamındadırlar. Onları kırmadan onlara bizzat veya içimizden söylediklerimizi kendimize söylüyor gibi düşünsek içimizdeki o kör noktalar nasıl da aydınlanırdı değil mi?

Bahsettiğim gibi bu senaryolarda bizim 0-6 yaş aralığında istemsizce duyup kök inanç şeklinde benimsediğimiz kelimeler, doğru bellediğimiz davranış kalıpları ve bilinçli olarak yaptığımız niyetler de etken olmakta. O niyetlerle ve hakikat sandığımız oysa göreceli olan doğrularımızla, o aynaların yaşamımıza ders niteliğinde girdiği de muhakkak. Bunu açmak da bir başka günün duygu güncesi olsun.

Sevdiklerinizle sevgiyle kalın.

Elif Dila Kömürgöz

22/9/22

(atarken fark ettim ki tarih bile ayna metaforunu aksettirmiş bugün :) )

 

 

 

MERHABA!

Bu mecradan sizlere ulaştığım için çok mutluyum.  Hayat akarken topladıklarımızı paylaşacağımız bir platformda yine birlikteyiz. Sizlerle fa...