2 Eylül 2021 Perşembe

AKIL AKIL GEL PEŞİME TAKIL


 AKIL AKIL, GEL PEŞİME TAKIL!

Merhaba yurdumun, gönlümün, dünyamın güzelleri;

Uzun bir süre sessiz kalmıştım. Bazen ruh halim gözleme dalar, sadece izlemek ve gözlemlemek, toplamak ve tekrar coşup klavyeye oturana dek dolmak ister. Böylesi durumlar, haksızlık karşısında bir tavır almak isteyip de konuya hakim değilsem, çokça olur bendenize.

İşte, yaz dönemiyle kesişen böyle bir dönemdeydim. 

Baştan belirteyim ki bu paylaşımım diğerlerinden biraz farklı. Bilirsiniz bendeniz iç yolculuğa çıktığımdan oraları yazılarımda ve sesli makalelerimde paylaşırdım. Bu kez dışarıdaki gözlemim olacak. Ortak yanına gelince her ne kadar yoruma açıksa da yine siyaset ve din üstü bir paylaşım olacak. 

Baştan uyaralım:

Bu ‘toplum sağlığı’ konulu bir paylaşımdır. Yaygın medyada bulamayacağınız bilgi ve kısmen de belgeler içermektedir. 

Belirgin sosyal medya enstrümanları da sansür koymadan ‘uygun kelimelerle’ paylaşım yapılmaya uğraşılacaktır. 

Tırnak içinde ‘tehlikeli’ kara sularda dolaşılabilir.

Dostlar,

Aralık 2019’dan beri Dünyayı kasıp kavuran ismi lazım olmayan o hastalığa uzuuun süre inanan zümreden biri de benim.

Endişe etmedim ancak tedbirimi poşet yıkamaya varana dek aldım. Kolonyasız dışarı çıkmamış olanlardandım ancak şu meşhur ‘içim’e sorduğumda nedense ‘dinginlik’ fonda idi ve neyse ki gitgide hakim oluyordu. 

Haberlerde neredeyse herkes tek ses vaziyette dehşet yayıyordu. Sokaklarda titreyerek ölenler, patır patır dökülenler, ‘medeni’ ülkelerden akan yoğun vefat ve hastane haberleri, vefakar doktorlar…

Eğer hep haberlere takılmış olsam aklımı uçuracağımı fark edip önce oralardan zihnimi ve odağımı çekmekle başladım.


Olabildiği kadar insanlarla baş başayken maskeme özen gösterdim uzun zaman. Ne olacak diye soranlara içimi referans gösterip biz olumlu düşünelim de olumlu olacak demekle yetiniyordum. Bu meret için bağışıklık; bağışıklık için de olumlu olmak şart idi!

Şanslıydım. İşim dışarıdan da yürütülmeye elverişliydi. Kapamalardan olumsuz etkilenmedim.

Her neyse uzatmayayım zira zaten yoğun bir aktarım olacak gibi.

Sistem bize bu gösteriyi yaparken hep umut da verdi. Dedi ki siz aman uzak durun yakında çözüm yolları gelecek. Sıkı çalışılıyor, bilim sizi kurtaracak. Emin olun!

Ölüm ve yoğun bakım vakaları arttı, insanlar çaresiz kaldı, sağlık personeli telef oldu, iş yerleri patır patır kapandı, intihar vakaları görülmeye başlandı, çocuklar ve yaşlılar evlere iyice hapsoldu, büyüklerimiz torun kokusuna hasret kaldı, işsizlik iyice hortladı, huzursuzluk yaygın mod oldu adeta!

Tüm insanlık ailesi olarak şöyle bir kıvama gelmiştik:

Adı lazım değil; işte o hastalık herkesi perişan etmişti. 

Artık eskiye dönülmeliydi, 

Kapanmalar sona ermeliydi,

Bir an evvel bilim ve bilim insanları bir iğneli çözüm bulmalıydı 

Herkes ona dört nala koşmalıydı  

Hayat kaldığı yerden devam etmeliydi…

Veeee Bingo! İşte ‘en tepe’ye taşıdığımız, gözümüzün nuru ‘Bilim ve Efendileri’ bize çözümü çarçabuk buluvermişlerdi. Hoş, sorunun olduğu yerde bulunması biraz manidardı ama bizden olanlar da dünyaya diğer batılı ülkeden alternatif sunmuş göğsümüzü pek bi kabartmıştı. Onurlu ve umutlu idik!

Çözüm için ‘iğne’ olun kampanyaları çoştu.

Türkün adı bilim camialarında da duyuluyordu… Oh dünyayı yine bizden biri kurtarıyordu.

Herkes, önce yaşlılar ve tıp ekibi olmak üzere bu umuda adeta tek yürek sarıldık. Büyüklerimiz Uzak Doğu menşeilisinden oldu, Batılı Türk versiyonu gelince de orta yaşlılar ve gençler koşturarak sağlık merkezlerini doldurdu.

Bendeniz de aileme ilk geleni yaptırmak yolunu seçtim zira artık eve tıkılmayıp rahatça ve güvenle eski normallerine dönsünler istemiştim.

Sonra bir baktık ki vakalar düşmüyor. Hayat bir türlü gerçekten normale dönmüyor. Bazı dostlar ile biz o vakit bu işte bir sakatlık var dedik… Dozlar vaat ettiklerini tutmamaya hep artırılmaya başlayınca iki kat işkillendik.

Televizyona bakıyorduk hala korku pompalanıyor. Hem de sağ sol; iktidar veya muhalefet fark etmez her kanaldan. Sanki dedik tek ses bir komutu paylaşıyor. Şu eski komplo teorileri aklımıza geldi. Bu arada bizim de iğnelenme sıramız gelmişti artık.

Ne yapacaktık? 

İşkillenmekte haklı mıydık? 

Kutsal metinlerde hep sorgulayın, sorun demiyor muydu ki?

Haydaa bir baktık ki gaya kuyusu gibi… 

Ancak toplumu tırnak içinde düşünen hiçbir hakim ve ana akım medya bunları dile getirmiyor, getiremiyor. Üç beş kenarda kalmış kanal ve cesur birkaç gazeteci haricinde ki onları da kimse bilip tanımıyor. 

Allah Allah!

Daha da fenası bu iğnelerden sonra öyle komplikasyonlar öyle ani vefatlar oluyor ki kimse onların aslını araştırmaya yeltenmiyor bile…  

Toplum ikiye bölündü.

Bir kısmı işin içinde bit yeniği arıyor ve sorgulamaya yelteniyor diğeri koşulsuz bilme sahip çıkıyor ve tv’lerce efsunlanıyor…

Ama iş artık ergenlere dek bulaşınca çekildim içime araştırmaları derinleştirdim.

Sizlere Nitelikli Hayat sunmak öyle sadece iç yolculukla olmazdı. Bir sonraki devam yazımda bulgularımı da paylaşacağım ve dışarıda reel bir sebep sonuç yoluna çıkacağız. Tabi platform izin verirse. Zira bu mevcut durumlardan tüm bu global ağalar sorumlu olduğundan buralardan da itiliyoruz gibi… 

Lütfen enseyi karartmayalım. Her şeyi çözümüyle vermek için dışarıyı ve içeriyi bir arada gözlemlemeye başlayalım. Sorgulanmak esastır. Bizler tez antitez ve sentez isteriz. Karşımıza çıkamayanlara da asla inanmak zorunda değiliz. Birlik için bu kez iç ve dışı birleyelim. Bunu bize yapanı dahi kınamadan çözüm arayalım. Bulanlar arayanlardır, akıl ve ona davet esastır.

31 Ağustos 2021 saat 06.42 

İkinci bölümde görüşmek ümidimle.

Günümüz, ömrümüz bereketli; sevdamız bütün için kıymetli olsun!

Elif Dila Kömürgöz

Tabiatın Öz'e Çağrısı


 

MERHABA!

Bu mecradan sizlere ulaştığım için çok mutluyum.  Hayat akarken topladıklarımızı paylaşacağımız bir platformda yine birlikteyiz. Sizlerle fa...